Yarın Ramazan Bayramı’nın ilk günü. Gazze’deki savaşta ailesini yitiren çocuklar bu bayramı kutlayamayacak.
Refah’a sığınan 11 yaşındaki Layan, “Savaş yüzünden bu bayram, öncekiler gibi değil. Ailemiz yok oldu” diyor.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) savaşın başlangıcından bu yana 13 bin çocuğun öldürüldüğünü bildirdi. Ölen çocuklardan daha fazlası ise ailesinden bir kişiyi yitirdi ya da kimsesiz kaldı.
UNICEF, kendisine bakacak kimsesi kalmayan çocukların, Gazze’de yerinden edilen nüfusun yüzde 1’ine tekabül ettiğini söylüyor.
Bütün sığınma kamplarında ailesini kaybeden çocuklara rastlamak mümkün.
Layan ve 18 aylık kardeşi Sivar’ın ailelerinde, kendileri dışında hayatta kalan yok. Ailenin geri kalanı, Ekim ayında vurulan El Ehli hastanesinde ölmüş.
O gece Layan, ailesinden 35 kişiyi kaybetmiş. Annesi, babası ve beş kardeşiyle birlikte…
Layan, “Hastaneye ulaşmamızın üzerinden yarım saat geçmişti ki iki füze üzerimize düştü. Uyandığımda tüm ailem parçalara ayrılmıştı” diyor.
O gece yüzlerce kişi aynı hastanede hayatını kaybetti. İsrail ve Filistinli İslami Cihad karşılıklı suçlamalarla hastane saldırısına dahil olduklarını reddetti.
Layan’ın büyük kuzeni, Refah’ta şimdi onlarla birlikte kalıyor.
Layan
Savaş her şeyi ellerinden almadan önce, Layan bayram için ailesiyle birlikte yeni giysiler almaya gidermiş. Ailecek bir araya gelirler, “mamül” dedikleri, Türkiye’de ‘kahke’ olarak da bilinen kurabiyeleri pişirirlermiş.
Bu yıl ise aile buluşması yok. Layan, “Bu bayramda kimse bizi ziyaret etmeyecek” diyor.
Teyzesinin büyük oğlu Ali, 24 yaşında. İşsizlik nedeniyle az paraları olsa da, hayatta kalan akrabalarına bayramlık giysiler almaya çalışıyor.
Layan’ın kuzenleri ve geniş aileleri eskiden Gazze’de bir aile apartmanında yaşıyorlardı. 43 kişilik bu apartmandan hayatta kalanlar şimdi bir çadıra sığıyor.
14 yaşındaki Mahmud: ‘Bu yıl bayramın hiçbir eğlencesi yok’
Layan gibi, 14 yaşındaki kuzeni Mahmud da annesini ve babasını kaybetmiş. El Ehli hastanesinde aynı gece, kardeşleri de ölmüş. Kendisi ise su bulmak için o sırada dışarıdaymış ve böylece hayatta kalmış.
“Geri döndüğümde herkes ölmüştü. Gördüklerim beni sarstı” diyor.
Savaştan önce Mahmud’un hayali, vücut geliştirme şampiyonu olmakmış. Mısır’da bir yarışmaya gitmeye hazırlanıyormuş.
Şimdi ise tek hayali, Gazze’nin kuzeyindeki evlerine geri dönüp aile hatıralarına ulaşmak:
“Bu Ramazan’ın hiçbir eğlencesi yok. Normalde sokakları ışıklandırırdık, şimdi elimizde sadece bir tane çadır var” diyor.
Filistin Merkezi İstatistik Ofisi’ne göre, 43 binden fazla çocuk, bir ya da iki ebeveynini birden savaşta kaybetti.
Gerçek verilere ulaşmak zor olsa da UNICEF 17 binden fazla çocuğun ailesiz kaldığını tahmin ediyor.
Birlikte pişirmek
Ramazan Bayramı’nın olmazsa olmazı, aile buluşmaları ve birlikte pişirilen mamül ve yiyecekler.
Evlerini terk edenlerin Refah’ta sığındığı bir kampta, Mecd Nasır’ın çadırında 10 kadın mamül pişirmek için bir araya gelmiş.
20 yaşındaki Mecd, kuzeyden buraya göçmüş. Ramazan’ın ruhunu çocuklara ve ailelere yaşatmak için bir girişimde bulunuyor ve komşularını “birlikte yemek yapmaya” davet ediyor.
“Mamül malzemeleri geçmişe göre 3-4 kat daha pahalı” diyor.
Kamptaki 60 aile için pişirdiklerini paylaşıyorlar.
Refah’ta 1,7 milyon civarında kişi, zor koşullarda hayatta kalmaya çalışıyor. Yemek ve su bulmak bile kimi zaman güç.
Çocukları eğlendirmek için gönüllüler devrede
Gazze’nin kuzeyinde, açlık tehlikesi altında yaşayan 300 bin kişi olduğu tahmin ediliyor.
Kuzeydekilerin bulunduğu kamplarda, şartlara rağmen çocukları eğlendirmenin bir yolunu bulmaya çalışan Ahmed Mustafa gibi gönüllüler var.
Ahmed, “Ramazan’da biraz eğlenmeleri için çocukların yüzünde tebessüm bırakmaya çalışıyoruz” diyor.
2011’de kurdukları sirk, çocuklara eğitim de verdikleri bir binada faaliyet gösteriyormuş. Savaşta o bina da yerle bir olmuş.
Ahmed ve 10 arkadaşı, savaştan önce parklarda çocuklara yönelik etkinlikler düzenliyormuş.
Şimdi performanslarının arkaplanında, kamp çadırları ve enkaza dönmüş binalar var:
“Yer değiştirirken büyük tehlikelerle karşı karşıya kalıyoruz. Birkaç kez şans eseri hayatta kaldık, yaralandığımız oldu. Tek derdimiz, savaşın kederini unutmaları için çocuklara psikolojik destek verebilmek.”